Kurumsallaşma kelimesini Türkçede aradığımızda karşımıza genel olarak
“bir şirketin faaliyetlerini kişilerin varlığına bağımlı olmadan
sürdürebilmesini ve gelişmesini sağlayacak sistem” tanımı veya
benzerleri çıkıyor. Arkasından tanımlama “patron, lider, yönetici ve
önemli personele bağlı olmadan faaliyetlerin sürdürebilir olduğu bir
sistemi” yaratmaktan bahsederek devam ederken bir yandan da sistem
içerisinde “kurumun tüm stratejisine, karalarına ve faaliyetlerine yön
veren vizyon, misyon, ilke ve değerler, faaliyetini yürütürken izlediği
yol ve yöntemleri yansıtan politikalar ve hedeflerine ulaşmak için
sürdüreceği uygulamalar açısından belirli bir niteliğe, canlılığa ve
sürekliliğe sahip olması” ile son buluyor.
Burada çok büyük bir çelişki ortaya çıkıyor. Eğer bir liderin
çalışanlara ya da takım performansına etkisi yok ise ve zaten doğru
sistemi kurduğunuzda o lidere de ihtiyaç yoksa dünya neden lider
geliştirmeye, hatta çalışanlardan lider yetiştiren liderler yaratmayı ve
geliştirmeyi hedefliyor. Bu arada önemli bir konu da personel. Siz,
size terbiyesizce davranan bir tezgahtarın olduğu mağazadan bir daha
alışveriş yapar mısınız ya da telefonda müşteri hizmetlerinden
beklediğiniz yardımı alamadığınız bir markanın ürünlerini almaya devam
eder misiniz? O zaman kim bu önemli personel?
Dünyadaki kurumsallaşma tanımına baktığımızda ise karşımıza genel
olarak “organizasyonel yapı ve kültürün içine oturtulmuş, çalışanların
tamamına işlerin sürdürülebilirliği ve gelişimi için yol gösteren
strateji, vizyon, misyon ve değerler” tanımlaması ve benzerleri çıkıyor.
Yani insansız bir sistemden çok insanların ortak bir vizyon, karar
alma ve uygulama, stratejik planlama, misyon ve değerler şemsiyesi
altında birleşmesinin önemi vurgulanıyor. Kısacası kurumsallaşma,
organizasyonel kültürel yapı ve insan kapitali yönetim sistemlerinin
sürdürülebilir başarı açısından kurgulanması ve uygulanması anlamına
geliyor.
Türkiye’de henüz tanımını Dünya standartlarına getirmemiş olsak da
kurumların lider gelişimi, takım çalışması ve çeşitli eğitimlere yapmaya
başladığı yatırımlar ve ayırdığı bütçeler bu yolda ilerlediğimizi
gösteriyor. Ancak, insana yapılan yatırımların geri dönüşünü almak için
öncelikle doğru organizasyonel kültürel yapıların ve insan kapitali
yönetim sistemlerinin inşa edilmesi ve uygulanması gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder