Dünya’daki dev markaların uyguladıkları bilimsel yaklaşımları, İnsan
Kapitali Yönetimi Sistemleri’ne yaptıkları yatırımları ve Değişim
Yönetimi süreçlerini incelediğimizde, 5 milyon dolar ile 80 milyon dolar
arasında maliyet ekonomisi yapabildiklerini görürüz. Bu yazıyı okurken
lütfen kendinize şu soruyu sorun:“ Siz bu sene insana yaptığınız
yatırımlar ile ne kadar zaman ve maliyet ekonomisi yaptınız?”
İnsan, bir organizasyonun hem en değerli kapitali hem de en tahmin
edilemez riskidir. Ekonomik krizlere, teknolojik gelişmelere, hava
şartlarına dahi önlemler alarak başarı planlaması yapabilirsiniz. Ancak
bir insanın sizinle çalışmaya devam edeceğini, CV’sinde yazan tüm
potansiyelini sizin için verimli kullanacağını veya diğer çalışanlar ile
ilişkilerini tahmin etmek, yönetmek ve önlem almak ancak doğru
kurgulanmış bir “insan kapitali yönetimi sistemi” ile mümkündür.
Kısacası “İnsan Kapitali Yönetimi” stratejilerinin başarısı, insana ne
kadar ve nasıl yatırım yaptığınız ve sonuçlarının organizasyonel
başarıya katkılarını nasıl ölçtüğünüzle orantılıdır.
İnsana yapılan yatırımlar konusunda, öncelikle şu soruyu sormanız
gerekir: “Bu yatırımlar size zaman ve maliyet ekonomisi olarak geri
dönüyor mu?” Eğer dönmüyorsa sürecin muhtemel yanlışları;
1. İhtiyaçların doğru belirlenmemesi
2. Değişim ve gelişim için doğru vizyonun belirlenmemesi
3. Sürecin ihtiyaçlar ve vizyon doğrultusunda yönetilmemesi olarak sıralanabilir.
Türkiye’de insana yatırım yapmak dediğimizde akla liderlik
eğitimleri, koçluk, teknik eğitimler ve takım çalışması programları
gelir. Genel olarak paket programlar, 2-3 günlük liderlik eğitimleri,
zaman zaman outdoor yapılan takım çalışmaları ve yönetim stratejileri
ile ilgili çeşitli alanlarda alınan eğitimleri kapsar. İK işe alım
süreçlerinde çeşitli danışmanlık firmaları bazı testler uygular,
assessment center çalışmaları yapar ve size işe uygun olarak tanımlanan
adayları verirler. Sonuç: Yüksek turnover, gelişmeyen takım ruhu ve
verimi, pratiğe yansıtılamayan liderlik becerileri, harcanmış zaman ve
para olarak firmalara geri döner. Olabilecek en iyi senaryoda, bu
çalışmalara katılanların bireysel tutumları dolayısıyla pratik iş
yaşantısına az bir yansıma görülebilir. Böylece, alınan danışmanlık
hizmetlerine olan güven ve itimat yok olurken, firma sadece ayırdığı
bütçeyi ve zamanı harcamış olur.
Daha iyi verim almak için neler yapılmalı?
İnsana yapılan yatırımların, zaman ve maliyet ekonomisi olarak size
geri dönmesi için, atılması gereken ilk adım ihtiyaçların doğru
belirlenmesidir. Motivasyonel ihtiyaçlar doğrultusunda yönetilen
performans; geribildirim alma beklentisi ihtiyaçları doğrultusunda
karşılanan ve farklılıklarını ortaya koyması için gereken ortam sağlanan
bir çalışan hem en büyük sektörel silahınız hem de kendi kendine
kazandıran en değerli kapitalinizdir.
30 Haziran 2014 Pazartesi
Firmalar kurumsallaşma sürecinde nelere dikkat etmeliler?
Kurumsallaşma kelimesini Türkçede aradığımızda karşımıza genel olarak
“bir şirketin faaliyetlerini kişilerin varlığına bağımlı olmadan
sürdürebilmesini ve gelişmesini sağlayacak sistem” tanımı veya
benzerleri çıkıyor. Arkasından tanımlama “patron, lider, yönetici ve
önemli personele bağlı olmadan faaliyetlerin sürdürebilir olduğu bir
sistemi” yaratmaktan bahsederek devam ederken bir yandan da sistem
içerisinde “kurumun tüm stratejisine, karalarına ve faaliyetlerine yön
veren vizyon, misyon, ilke ve değerler, faaliyetini yürütürken izlediği
yol ve yöntemleri yansıtan politikalar ve hedeflerine ulaşmak için
sürdüreceği uygulamalar açısından belirli bir niteliğe, canlılığa ve
sürekliliğe sahip olması” ile son buluyor.
Burada çok büyük bir çelişki ortaya çıkıyor. Eğer bir liderin çalışanlara ya da takım performansına etkisi yok ise ve zaten doğru sistemi kurduğunuzda o lidere de ihtiyaç yoksa dünya neden lider geliştirmeye, hatta çalışanlardan lider yetiştiren liderler yaratmayı ve geliştirmeyi hedefliyor. Bu arada önemli bir konu da personel. Siz, size terbiyesizce davranan bir tezgahtarın olduğu mağazadan bir daha alışveriş yapar mısınız ya da telefonda müşteri hizmetlerinden beklediğiniz yardımı alamadığınız bir markanın ürünlerini almaya devam eder misiniz? O zaman kim bu önemli personel?
Dünyadaki kurumsallaşma tanımına baktığımızda ise karşımıza genel olarak “organizasyonel yapı ve kültürün içine oturtulmuş, çalışanların tamamına işlerin sürdürülebilirliği ve gelişimi için yol gösteren strateji, vizyon, misyon ve değerler” tanımlaması ve benzerleri çıkıyor.
Yani insansız bir sistemden çok insanların ortak bir vizyon, karar alma ve uygulama, stratejik planlama, misyon ve değerler şemsiyesi altında birleşmesinin önemi vurgulanıyor. Kısacası kurumsallaşma, organizasyonel kültürel yapı ve insan kapitali yönetim sistemlerinin sürdürülebilir başarı açısından kurgulanması ve uygulanması anlamına geliyor.
Türkiye’de henüz tanımını Dünya standartlarına getirmemiş olsak da kurumların lider gelişimi, takım çalışması ve çeşitli eğitimlere yapmaya başladığı yatırımlar ve ayırdığı bütçeler bu yolda ilerlediğimizi gösteriyor. Ancak, insana yapılan yatırımların geri dönüşünü almak için öncelikle doğru organizasyonel kültürel yapıların ve insan kapitali yönetim sistemlerinin inşa edilmesi ve uygulanması gerekiyor.
Burada çok büyük bir çelişki ortaya çıkıyor. Eğer bir liderin çalışanlara ya da takım performansına etkisi yok ise ve zaten doğru sistemi kurduğunuzda o lidere de ihtiyaç yoksa dünya neden lider geliştirmeye, hatta çalışanlardan lider yetiştiren liderler yaratmayı ve geliştirmeyi hedefliyor. Bu arada önemli bir konu da personel. Siz, size terbiyesizce davranan bir tezgahtarın olduğu mağazadan bir daha alışveriş yapar mısınız ya da telefonda müşteri hizmetlerinden beklediğiniz yardımı alamadığınız bir markanın ürünlerini almaya devam eder misiniz? O zaman kim bu önemli personel?
Dünyadaki kurumsallaşma tanımına baktığımızda ise karşımıza genel olarak “organizasyonel yapı ve kültürün içine oturtulmuş, çalışanların tamamına işlerin sürdürülebilirliği ve gelişimi için yol gösteren strateji, vizyon, misyon ve değerler” tanımlaması ve benzerleri çıkıyor.
Yani insansız bir sistemden çok insanların ortak bir vizyon, karar alma ve uygulama, stratejik planlama, misyon ve değerler şemsiyesi altında birleşmesinin önemi vurgulanıyor. Kısacası kurumsallaşma, organizasyonel kültürel yapı ve insan kapitali yönetim sistemlerinin sürdürülebilir başarı açısından kurgulanması ve uygulanması anlamına geliyor.
Türkiye’de henüz tanımını Dünya standartlarına getirmemiş olsak da kurumların lider gelişimi, takım çalışması ve çeşitli eğitimlere yapmaya başladığı yatırımlar ve ayırdığı bütçeler bu yolda ilerlediğimizi gösteriyor. Ancak, insana yapılan yatırımların geri dönüşünü almak için öncelikle doğru organizasyonel kültürel yapıların ve insan kapitali yönetim sistemlerinin inşa edilmesi ve uygulanması gerekiyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)